Su Krizini Yanlış Yerden Konuşuyoruz
Su Krizini Yanlış Yerden Konuşuyoruz Eğer bugün gerçekten “su krizinden” söz edeceksek, bu krizin derinlerine, sebeplerine inmek zorundayız. Çünkü çoğu zaman krizi, musluktan akan suyun kesilmesi ya da baraj doluluk oranları üzerinden tartışıyoruz. Oysa bu, buzdağının sadece görünen kısmı. Ben İstanbul'da yaşıyorum. Şu ana dek su krizinin varlığını hissettiğim herhangi bir şeyle karşılaşmadım. Yaşadığım çevrede ne sular kesildi, ne de önlem alınmasına dair bir uyarı, afiş ya da etkinlik benzeri şeyler gördüm. Belki ben denk gelmedim, ama genel tablo bu: Yaz boyunca “barajlarda şu kadar günlük su kaldı” haberlerini duyduk, duymaya devam ediyoruz ve biraz konuşuyoruz o kadar. Herkesin gerçekten farkında olduğu bir kriz değil bu onu açıkça söyleyebilirim. Bu kriz aslında sessiz ilerliyor. Farkında olduğunu düşünenlerin büyük bir kısmı da meseleyi genellikle evde musluğu kapatmakla sınırlı düşünüyor. Ama sorun bundan çok daha büyük. Çünkü biz suyu en çok evde değil, tarlada tüketiyoruz...